10 Mayıs 2018 Perşembe

ABV Sendromu

Sabah Metro da acayip birşey farkettim. Metroyu seviyorum ya , farkındalıklarım artıyor, kitap okuyorum, insanların nereye gittiğini tahmin etmeye çalışıyorum, eğleniyorum yani. Hızlı ulaşım da cabası tabii.

Herneyse farkettiğim şeye gelince bi adı var mı bilmiyorum ama olmalı! Du bi düşüneyim.

Bebeğimin cinsiyetini öğrendiğimizden beri algılarım değişti, her yerde erkek çocuklara, gençlere bakıyorum.Yolda , otobüste, metroda, televizyonda... Bi manyaklaştım. Bakmakla yetinsem iyi, kur babam kur kafada ,

'' Bu çocuk ne efendi, benim oğlumda böle efendi, akıllı olsun inşallah'',
Ne biliyorsam acaba , Belki çocuk metroda efendi, akşam gidiyor , köşe başlarında serserilik yapıyor, karıya kıza sarkıyor!...

'' Bu ne biçim giyinmiş, benim oğlum öyle giyinmesin Allah'ım lütfen''.
Ya giyinse nolucak acaba , orasını burasını açmamış ya , Kerimcanlaşmamış ya sen ona bak.
Kerimcan da sevdiğimiz bi kardeşimizdir ama Allah korusun yavrumu tabii. Babası eve almaz valla.

'' Aaa şuna bak be kendi kendine gülüyor, mırıldanıyor, yok yok istemem''
Belki çocuk mutlu, ilk aşkını buldu, sivilceleri olabilir nolmuş yani. Şarkı söyleyesi dans edesi var , bana ne acaba. Mutlu Ol Oğlum sen anana bakma.

'' Bak bak kıza bakıyor bu , niye bakıyor ki acaba , sapık mı bu be''
Yahu belki beğendi, ikisi de bekarsa bana ne acaba, ne karışıyorum acaba, belki de her sabah onu görmek için bu saatte kalkıyor, metroya koşuyor, belki platonik. Kocam duymasın benimde çoook eskiden otobüste karşılaştığım , hiç konuşamadığım biri vardı. Öle bakar dururdum, zararı yok yani. Bak Oğlum Bak.

''Şuna bak be amma da ağladı. Sus be çocuğum zaten doğru düzgün uyuyamadım,'' Allah günah yazar valla. ya benimki de çok ağlak bi çocuk olursa, hiç susmazsa, beni deli ederse. Ki olabilitesi var. Ben buldum bunun adı ABV Sendromu. Allah Başına Verir Sendromu :) evet evet sevdim. Sonuçta kınamamak lazım. Herkesin çocuğu kendine yani dimi.

Bu böyle her geçen gün dallanıp budaklanıyor anlayacağınız. Bide bunun farklı versiyonları var, bak onlardan da biraz bahsedeyim. Mesela kızlara da bakıyorum, Kızım olsa nolurdu diye değil. O da oluyo da bazen bu sizi hiç ilgilendirmez.

Kızlara bakıyorum çünkü , gelinim olucak ilerde dimi ama. Şimdiden bi bakıyım napıyor bu gençlik nereye gidiyor. Büyüklerine yer veriyor mu? , Köşelerde kikirdiyor mu , Cilve mi atıyor, aklı başında mı , ne giymiş, ne takmış , ne sürmüş , ailesi nasıl acaba derken ben beyni yakmadan çok şükür gideceğim yere varıyorum. Teşekkürler Allah'ım ,

Ben gelinlik provama giderken kaybolup semt değiştiren yegane insanlardanım da şimdi konu bu değil.

Geçen banyoda aklıma geldi. Çıktım;

'' Aşkım ya aklıma ne geldi biliyo musun ''

'' Ne geldi ''

'' Düğünü erkek tarafı yapar ''

'' Yani ''

'' Kız olsaydı yırtardık , ama şimdi düğün yapmamız lazım ''

'' Ya bi yürü git ! bende ne diyo diye dinliyorum '' diyerek konuyu kapatmaya çalışsa da ben haklıydım. Ve kapatmadım, kızında nişanı var tabi haklısın sende diye diye uzaklaştım odadan.

O günleride göreceğiz inşallah. Gelecek yanıma  ''Anne Nişanlım şunu istiyor, düğünü şurda istiyor, bunu takmamızı istiyor,'' Yolucam saçlarını ondan sora ikisininde . Para basıyoruz çünkü.

Anam ben hiçbişey istemedim valla. Paranız cebinizde kalsın dedim, çekildim. Kendimiz yaptık herşeyi, ailelerimize zarar vermeden. İyi ki de öyle yapmışız. Kafam rahat sonuçta. İnşallah oğlum da babasına çeker, bide benim gibi bi gelin bulur. Sonrası basit.

Basit mi çocuk yapar bunlar bi de , ben bakabilirmiyim ki acaba ....

İşte mavi ekran!...

Doğmamış Çocuğa Damatlık dikilirrrrrr. Hanımlar buyrun buyrun. Patron Çıldırdı.



9 Mayıs 2018 Çarşamba

Kabus mudur Nedir ?

Saçma sapan bir rüya gördüm , ya da kabus !...

Etkisinde mi kaldım, sürekli aynı rüyayı gördüğüm için sabaha kadar saat başı uyanıp uykumu mu alamadım bilmem ama bugün bi garibim.
Aldığım nefes yetmiyor sanki.

Rüyaya bakın şimdi,

Kocam telefonla beni arıyor; ''Kolum olmasa nolurdu? Mesela yarısı yok kolumun. Beni yine de severmiydin?'' diyor. ''Ya aşkım bu da ne demek şimdi ben seni her zaman, her koşulda severim '' diyorum. Kapatıyoruz. Anlamsız bir konuşma olduğuna karar veriyorum. Rüya olabilir ama düşünüyoruz heralde . Karar da mı vermiyelim...

Aradan biraz zaman geçiyor, gelmiş, beni dışarı çağırıyor. Anam bi de ne göreyim... Kolu sargılı bazı parmakları yok. Ama orta parmak duruyor yerinde , bide baş parmak. Yani hareket yapmaya müsait , Mesela bu rüyayı akşam ona anlatınca sonrasında görüceğim parmakları bırakmış sargının dışında ne hikmetse.

Beyaz gömlek var üzerinde, önü açık hiç kan yok ama , atleti var içinde de. Bakakalıyorum. Noldu sana falan derken sarılıyorum, ağlaşıyoruz. Kolu davul gibi şişmiş , sargısı kocaman. Korkunç bi görüntü o an benim için, önüne bakıyor. ''Sevicek misin beni , bak sağ elim hemde'' diyor.

O şimdi sağ elim diye detay verince beni düşünce alıyor. Neleri yapabilir, neleri yapamaz, napıcaz ki bundan sonra, çalışamıcak mı acaba falan derken, kendimi bir sarsıp dönüyorum ona.
''Noldu , nasıl oldu anlat lütfen'' diyorum bir yandan tekrar ağlarken.

''Ya ben şantiyeye gittim, iki gündür kabinete dokunmamıştım.Başkalarının işi vardı, onlarda bunu orda bırakmışlar, farketmedim elime düştü, sonuç bu. '' diyor yine önüne bakıyor.

Bu dediği şey de hafif kalınca dikdörtgen bir cam parçası. Acaba orda ne işi var he söyleyin , bu kabinetlerin benim rüyamda ne işi var peki, bunun da açıklamasını istiyorum.

Neyse rüya bu kadar aslında, ama ben onun o sargılı görüntüsünü sabaha kadar görüp görüp uyandım.

Ya bide, yarı uyur yarı uyanık, bi elim telefonda saate bakıyorum, diğer elimle de komidine uzanıp tahtalara vurmaya çalışıyorum. Bi dualar '' Allah'ım sen koru Ya rabbim''ler falan görse ''Mal mısın acaba gece gece napıyosun? '' dicek , Neyse ki uyanmadı. yani sanırım :)

Sabah oldu , alarm çalıyor. Ya ben daha uyumadım ki arkadaşım. Ne uyanması , uyanıcam da işe gidicem de ohoooooooooo....

Ama naptık her normal insan gibi kalktık oğlumla beraber giyindik, bi kendimize geldik diyemicem, saat 12:09 olmuş ben hala kendimde değilim çünkü ama işe gelebilmişim, bi de acıktım , dedim ya bi garibim üstüme öküz oturmuş sanki, salak rüya git bi daa görmesin gözüm seni, kimbilir kaç saniye sürdü uğursuz , günümü mahvetti. Yürüüü....








7 Mayıs 2018 Pazartesi

Bir Dilim Sevgi




Dün akşam kocamla televizyon izlerken, bir programda eşlerin iletişimleri hakkında bir kaç kişi birşeyler anlatıyordu.
Zap yaparken kısa bir süre o kanalda takılı kaldık sadece, ben biraz daha fazla takılı kalmış olacağım ki, kafamı omzundan kaldırıp sordum ,

'' Sence benim sevgi dilim hangisi ?''

Gülümsedi,''Bende ne zaman o kafa kalkacak diye bekliyordum'' dedi. O an anladım, ki daha önce de anlamıştım bunu aslında, fakat ben çabuk unutuyorum. Ben çok anlaşılabilir, tahminedilebilir biriyim, gizlim saklım , gizemim yok...

Ama zaten saklamalık bişey de yok ki ne hissettiğimi bilsin dimi ama A'dan başlasın Z'ye kadar ezberlesin. Ya da kötü bişey mi ki bu acaba , neyse bunu da başka zaman tartışırız. 

Cevabı ; ''Hepsi''

Netice de soruma beklediğim cevabı alamadım sanki. Program da tartışılan konuya içlerinden biri , işin esasının sevgiyi anlatma , anlama şekli olduğunu öne sürmesiydi. Yani bazısı sevildiğini duyarak, okuyarak , bakışarak anlar, bazısı dokunularak , tutunarak anlar , bazısı ise hediyelerle anlar vs. çeşitlendirilebilirmiş.

Anında kadın konuşurken ben başladım düşünmeye , ben hangisiyle anlıyorum, o hangisiyle anlıyordur acaba hımmm derken...

Ben bi bozuldum tabi ne demek hepsi , saçmalama ne hepsi falan.
Ama Adam'ım haklı , sevdiğini az söylese '' Sen beni sevmiyorsun artık '' lar , yazışırken sonuna aşkım, bebeğim, hayatım yazmasa '' Eskisi gibi değilsin'' ler , İki gün dokunmasa '' Yok yok evlenince çok değiştin''ler , işi başından aşkın diye aramadığı zamanlarda '' Sen beni artık özlemiyorsun''lar havada uçuşuyor. 

N'apsın şimdi, ne desin yani ? , Hepsi işte yaz, söyle, özle, dokun, öp, kokla. 
Bana ne ya !...

Ama ben de haklıyım ki, bak şimdi ben günde 5 kere içimden geliyor, bi kanım kaynıyor, 
yazıyorum da yazıyorum.
Akşam oluyor benim kan hiç durmaz bi daha kaynıyor, sanki çocukmuşçasına ağzını burnunu büzüp öpüp sıkıyorum. Gece oluyor evin içinde bi bağırmalar, Kurban olurumlar. Dengesizlik var yani ben bunu kabul ediyorum. Ama olmalı!.Ne yapalım yani , '' İyi günler Kocacığım'' '' Naber , Nasılsın '' 
'' Oldu İyi geceler'' mi yani mevzu bu mu , yok daha neler !

Sonra o bana sordu , ''Benimki ne peki ''

Anam o an bana bi kal geldi. ''Nasıl ne biliyorum ki ben.'' Söylüyorum, yazıyorum da , yanındayken de belli ediyorum. Etmiyo muyum ? Şüphen  mi var , sevdiğimi gösteremiyor muyum ? ''

Hoop Adam'ım yine suçlu oldu. Yahu ben haklıyım işe uzatmayın, Sevgilinizi , kocanızı, karınızı , ananızı , babanızı , dostunuzu , her kiminizse işte seviyosanız, gidin ağzını burnunu büzüp sevin , öpün , mıncırın bence. Anlamayan olursa da problem kesinlikle siz de değil .

Benden Söylemesi ...










Tektim, 2 oldum



Şu işe bak ! En son yazımı 2014 'te yazmışım. Yaklaşık 50 yazı vardı , hepsini temizledim. Şşşş aman kimse duymasın. Ben bi saçmala bi saçmalama. Bi melankolik haller, bi ağlamaklı tipler . Ay ben ne biçim bişeymişim.

Neyse canım geçmişe mazi... Geleceğe UZAY :)

Uzay kim mi ?  Asıl sen kimsin. O benim oğlummm!. O benim geleceğim. O benim herşeyim.

Kısa bir özet geçmek gerekirse , acayip aşık oldum , öle böle değil, sırılsıklam, köpek gibi , kara sevda gibi ne derseniz deyin.

Evlendik. ve 4 ay sonra bi öğrendik ki ebeveyn olcakmışız. Anammm biz , gülelim mi ağlayalım mı bilemedik. Biz daha kendimiz çocuğuz nasıl bakarız demicem tabi , olmuşuz kazık kadar.

Annem benim yaşımdayken abim okula başlamış gibi bişeyler işte :)

Çok tatliş anılarımız var arada anlatırım size de . Meselaaaaa .... Yoo Yoo şimdi değil.
Ben zaten aralara şıkıştırırım siz rahat olun.

Bu bir ''yeniden merhaba'' yazısı olsun, her geçen gün başka konularla görüşmek üzere iyi dilek yazısı olsun, Olsun işte bişeyler.

Hadi kib bye .

1’e 1000

Abimin kullandığı , çok sevdiğim bir lafı vardı.  Benim hakkımda ne düşünüyorsanız , Allah size bin katını versin... gibi birşeydi.  ...